ASHAB-I KEHF (Mağara Arkadaşları)
Temmuz 21, 2024ASHÂB-I KEHF TURİSTTİK BİR MEKÂN MI?
Temmuz 21, 2024ASHAB-I KEHF TEVHİD DAVASI VE EMEKLİ MÜFTÜ İBRAHİM ACAR BEYİN ÇALIŞMASI!..
Malum olduğu üzere, emekli Müftü İbrahim Acar hocamız, 1970-1976 yıllları arasında şeref, şanla, yüz akıyla Afşin İlçe Müftülüğünü deruhte etmiş bir Müftü efendidir.
Müftü efendiyi, Afşin insanı yakinen tanımış, ona karşı hizmette, itaatte kusur göstermemiştir. Bu gün, Afşin İlçesinde emekli olmuş nice hoca efendiler bulunmaktadır ki, tamamı onun tedrisatından geçmiş insanlardır. Herkes onun ismini duyduğu zaman iliklerini düğmeler, saygı duruşuna geçer ve hürmette kusur göstermezler!..
İbrahim Acar hoca efendinin döneminde, hafıızlık mektebi harıl harıl çalışmış, çalışanlara vakit geçirmeden görev vermiş, onlardan hizmet beklemiştir.
Bu gün bile, zatialleri çok çok uzaklarda olsalar bile, Samsun’da yaşamış olsalar bile, Afşin insanları onu candan sever, hürmetlerini zayi etmeden saygı gösterirler.
Muhterem hoca efendi, o dönemde boş durmamış, Afşin İlçe’sinin göz bebeği, varoluş sebebi olan Ashab-ı Kehf’e karşıda görevini aksatmadan deruhte etmiş, hazırlamış olduğu ” Ashab-ı Kehf risalesini” Diyanet İşleri Başkanlığına sunmuş ve neticede risale yayımlanmadan öylece bırakılmııştır.
Ashab-ı Kehf hakkındaki risaleden muhterem damatları kardeşim Hüseyin Bozkurt hocanın malumatının olması mümkündür. Diğer taraftan Afşin Haber Merkezi sorumlu sahibi Halil Demir kardeşimizinde ihtimal bilgisi olabilir kanaatindeyim.
Müftü bey, dersini alacağı yerden almıştır!..
Anlatıldığına göre, küçük yaştan itibaren yine Afşin’in medarı iftiharı olan büyük alim Çakıroğlu Durdu efendide arapça talime başlamış, arapça temel dersleri bu makamdan alarak, İmam-Hatip Lisesi, Yüksek İslam Entitüsü ve sonrasında Diyanet’de göreve başlayarak, Afşin, Elbistan, Doğanşehir, Muş, G. Antep, Çorum, Samsun ve İzmir Müftülüğüne atanarak milletimize din hizmeti sunmuştur.
Bendeniz, Hoca efendi G. Antep de Müftü iken ziyaret etmiştim, verilen Kur’an dersine katıldım. Her meslekten amir, memur, Savcı, Hakim rütbeli insanların bölük bölük Kur’an tedrisatına katıldıklarını gördüm. bu ortam beni ziyadesiyle gururlandırdı, imani yönden heyecanlandım. Dolayısıyla,
Hali hazır, hoca efendi, Samsun’da ikamet etmektedir.Gönlümüz istiyor ki, Afşin halkı ondan yararlansın, ilminden müstefid olsun, Ashab-ı Kehf’i, Tevhid davasının kahramanlarını ondan dinlemiş olsunlar.
Çünkü, İbrahim beyi; Başkanlık emekliliği gelmemiş olsaydı, onu Samsun’da bırakmaz, diyar diyar görev verir millete hizmet ettirmiş olurdu. Çünkü, hoca efendinin kişiliği, hoş görüsü, yetişme tarzı, efendiiği anlatılacak şekilde değildir.
O zaman ki, başkan Tayyar bey onu çok çok sevmiş, bu sevgi, bu alime hürmet devrin Devlet Bakanı Mehmet Aydın’da da devam etmiştir. Gönlümüz arzu ediyor ki;
Müftü İbrahim bey gibi bir alimin, boş zamanı olmasın, gerek Ashab-ı Kehf mevzuunda milleti aydınlatsın, Afşin topraklarının nasıl bir Anadolu toprağı, nasıl bir vatan parçası olduğunu belleklere zerketsin, insanımız bilgi ve malumat sahibi olsunlar.
Tabii ki, Afşin İlçesinde bu konuda yeterli hizmetler sunulmakta, şehir şehir gezilmekte, Afşin’in nasıl bir mekan olduğu insanlara izah edilmektedir. Bu hususta, Afşin Haber Merkezi, Hüseyin Bozkurt kardeşler sayü gayret göstermektedirler. Bu çalışmaları alkışlarken, istiyoruz ki, daha yokmu, daha yokmu kabilinden hizmetler verilsin!..
Çünkü, Ashab-ı Kehf makamının irşada, telkine, anlatmaya ihtiyacı bulunmaktadır. Bunu da, bilen insanlar, kafası, kalbi bilgi ile dolu insanlar yaparsa, bizler mutmain oluruz.. ” Bir başçı bin işçi” zaviyesinden mes’eleye dilbeste olursak görmüş, yaşamış oluruz ki, Afşin Ashab-ı Kehf mes’eleyi dillenmiş, dal budak salmış, her kafaya yerleşmiş bir mesel halini almış olacaktır.
Binaenaleyh, konuyu, ” dedim” “dedilerden” kurtarmamız lazımdır. Buda ancak bilgi ile, araştırma ile, gözlemle mümkün olacaktır. Elbette, bunuda bilgin, bilen insanların üstlenmeleri dini, tarihi, bölgesel bir zorunluluktur. Çünkü,
Afşin Ashab-ı Kehf makamı, Kur’anî bilgiler muvacehesinde bir mevzudur. Yoksa, halkın, ” Fadime annenin tandırı”, ” kısıktan geçilirse günahtan kurtulanacağı” düşünceleri, hoş olmayan, basit, uyduruk hususlardır.
Mes’eeleye, Havari Yuhanna’nın Efsus topraklarında çalışmasından, Efsus’lu gençleri irşad etmesinden başlayarak, Tevhid davasına inanmalarından başlamak gerekir. Elbette, bunu da bilgin, bilen insanların, ilim adamlarının yapmaları lazımdır.
Afşin Ashab-ı Kehf camiinde, görüyor, müşahede ediyoruz bazı bilen insanların çalışmaları, Müftü Hayrullah Balta gibi hoca efendilerin konuya müdahil bulunmaları imrenecek, göz dolduran, alkışlanacak hal ve çalışmalardır. Gönlümüz arzu ediyor ki, her bilen, okumuş, tahsil yapmış insanlar, bu mes’eleye el atsın, irşad ve tebliğ hizmetinde bulunsunlar.
Netice ve sonuç olarak;
Yukarıdan beri izah edilmeye çalışıldığı gibi, bizlerin, toplumun gönül insanlarına ihtiyacı bulunmaktadır. O gönül insanları ki, yetişmiş, kariyer sahibi olmuş insanlardır. Onlar, saçlarını körü körüne ağartmadılar, koştular, yoruldular ve bu yolda yorulmaya devam edeceklerdir ve etmelidirler.
Alimlerimiz, milletin önünde yürüyen ışık ve nur efşan insanlardır. Tabii ki, toplum, onların kıymetini, değerlerini bilmekte zaafa düşmüş olsada, alimler; bildikleri yolda yürümeye mecburdurlar. Onlar, ” halk bilmezse, halik bilir” düsturuna inanmış kimselerdir.
Alimlerimiz, İbrahim Acar Müftü efendi üstadlar, üzerlerine düşen görevlerini yapmış olursa, sair meslek sahipleri, öğretmenler, yazarlar, yorulmadan, dur durak bilmeden yollara düşecekler, hak yolunda ter dökeceklerdir.
Ümid ediyoruz ki, Afşin’li entelektüel kesimler, açılan çığırdan, tamamı sevgi menbaı olarak birer Yunus gibi, Mevlana gibi sevgi saçacaklar, batılın üzerine üzerine gidilmiş olacaklardır.
Diğer taraftan, Afşin topraklarında öylesi ilim adamları, alimler gelmiş geçmiştir ki, bunların burada isimlerini bir bir saymak satırlara, sayfalara sığmayacaktır. Yukarıda ismi geçtiği gibi, Durdu Efendiler, Nasrullah hocalar, bıraktıkları alimler otağı boş kalmayacak, yeni nesil onların makamlarını doldurmuş olacaktır.
Son sözler olarak, konumuza şeref veren emektar Müftü Efendi. İbrahim Acar hocaya selam ediyoruz, sağlık, afiyet diliyoruz. Afşin’i, Afşin insanını unutmamasını, sohbetleriyle, hitabesi ile şereflendirmesini arzu ve istirham ediyoruz… Selam ve dua ile…